24 Ağustos 2012 Cuma

Sokak Kopekleri

Bundan yaklasik 1.5 ay once en yakin arkadasimla marmaristen donmek uzere servisi beklerken saat sabah 5 sulariydi. Sacmasapan, yazlik bir yorede geleneksel turk eglenme bicimi ile (gecekluplerinden kiz kaldirma cabasi) dolu 5 gun gecirmis, tabii ki husrana ugramis bir sekilde geri donuyorduk. Simdi diyeceksiniz "E peki neden gittin?" Insan 8 yillik 2 tane arkadasi ile muhtemelen son kez bir arada tatil gecirme imkani buluyorsa, katlanir. Katlandim, fena da gecmedi.

Bir banka oturmus, yarim saat sonra gelecek servisi bekliyorduk. Yanimizdan bir sokak kopegi gecerken elimdeki bitmis su sisesini atmak icin ayaga kalktigimda kopek korku dolu bir sekilde geriye sicradi ve kacmadan yarim saniye once bana baktiginda gozlerindeki korkuyu gordum. Su sisesini atip geri dondugumde agzimdan dokuldu sozler:
-Sokak kopekleri bize cok benzer aslinda
-Nasil yani?
-Kopekler konusur, ama kendini anlatamaz, ya da biz anlamayiz. Havladiginda susturmak icin bagiririz, ya da anlamsiz bir sekilde korkariz, hic dinlemeden. Nasil anlayabiliriz ki? Bilmedigimiz bir dilde konusuyorlar. Sokak kopeklerine dikkat et, hep suskun gezerler, konusmalari yasaktir, sikayet etmeleri de. Kimsenin seni anlamadigi ve kendini anlatmanin yasak oldugu bir yerde yasamak zorunda oldugunu dusun, ne yaparsin? Sessizce dolasmaktan, basini kollarinin arasina alip oturmaktan baska ne kalir sana? Suskun gozlerle izlersin etrafinda olup biteni, icinden gecenlerden senin bile haberin olmayana dek. Sesin gibi kendin de sessizlesir, siliklesirsin. Orada olmanla olmaman arasindaki fark tanimlar seni: Hic.
Ta ki bir yolun kosesinde cansiz bedenin bulunana dek, etrafi kirletiyorsundur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder